Körlük Hakkında Çocukların Sorduğu Sorular ve Yanıtları - Uyarlayan: Engin YILMAZv

Uyarlayanın Notu

Bu yazı, Amerikan Ulusal Körler Federasyonu (NFB) tarafından kendilerine çocuklarca en çok sorulan soruları yanıtlamak amacıyla hazırlanan belge temel alınarak ortaya çıkarılmıştır. Buna çeviri değil uyarlama dememizin nedeni, Amerika Birleşik Devletleri’nde mevcut olan ancak ülkemizde farklı işleyen bazı noktaların sorulan soruların yanıtlarına iliştirilmiş olmasıdır. Bu yüzden zaman zaman birebir çeviriler yapıldıysa da, para tanıma, körler okulları, rehber köpek gibi noktalarda ülkemiz şartlarıyla ilgili noktalar da eklenmiş ve vurgulanmıştır. Ayrıca özgün belgeye, bizce yanıtlanması faydalı olabilecek ve günümüzü daha çok yansıtacak bazı sorular da eklenmiştir.

Braille okuma ve yazma sistemi Louis Braille adında bir Fransız tarafından daha genç bir çocukken geliştirilmiştir. Braille kaza sonucu kör olmuş ve harfleri kabartarak okumanın çok yavaş olduğunu fark etmişti. Körlerin daha hızlı bir biçimde okuyup yazmalarını istiyordu. Askerler tarafından kullanılan bir kodlama sistemini Braille alfabesine model aldı ve bunu geliştirdi. Louis Braille hakkında daha fazla bilgi almak için, okul kütüphanenizi veya interneti ziyaret edin.

Helen Keller hem kör hem sağırdı. Bunun için savaşmak zorunda kalsa da, Radcliffe kolejinden mezun olmayı başardı. Birçok kitap yazdı ve hem kör hem sağırlar için olanakların arttırılması konusunda çok çok çalıştı. Onun yaşadığı dönemlerde, hem kör hem sağırlar için çok fazla olanak yoktu. Artık, ABD ve çeşitli batı ülkelerinde hem kör hem sağırlar için daha fazla eğitim, öğretim, iş fırsatları ve diğer olanaklar var. Helen Keller hakkında daha fazla bilgi almak için, okul kütüphanenizi veya interneti ziyaret edin.

Braille, körlerin parmak uçlarıyla okudukları harf ve sözcükleri oluşturmak için kağıt üzerine yapılan kabartma nokta sistemidir. Temel bir Braille hücresi üç noktalı iki sütundan oluşur. Hücrenin solundaki noktalar yukarıdan aşağıya 1-2-3 olarak numaralandırılmışken, hücrenin sağındaki noktalar yukarıdan aşağıya 4-5-6 olarak numaralandırılmıştır. Her bir Braille harf, sözcük, noktalama işareti, sayı ve müzik notası bu noktaların farklı kombinasyonlarından oluşturulur. Braille, bir daktiloya benzeyen bir yazma makinesiyle yazılabilir. Ayrıca, içinde hücreler bulunan bir Braille tablet eşliğinde, kağıdı delip noktaları arka tarafa çıkaran iğneli sivri uçlu bir yazma aleti kullanılarak da yazılabilir. Bu biçimde Braille yazma yöntemi, kağıt kalem kullanarak yazma yöntemiyle karşılaştırılabilir. Ayrıca bilgisayarlarda yazılı olan metinleri Braille alfabesiyle çıktı alan Braille yazıcılar da vardır.

Maalesef ülkemizde böyle bir yasa yoktur. Böyle bir yasa olmaması nedeniyle ülkemizde ABD ve Avrupa ülkelerinde körlerin sıkça kullandıkları rehber köpek de yoktur. Ancak Amerika Birleşik Devletlerindeki bu yasaya göre Her eyalette, beyaz baston veya rehber köpek kullanan körlerin görenler gibi kamusal her yere erişim hakkı vardır. Yani Körler baston veya rehber köpeklerini kamu binalarına, işyerlerine, ofislere, restoranlara, paten salonlarına, Bowling alanlarına, lunaparklara, otobüslere, trenlere, uçaklara ve diğer kamu alanlarına götürebilir. Bu yasalar, Amerikan Ulusal körler federasyonunun (NFB) körlerin de herkesle aynı haklara sahip olmasını garanti altına almak için yaptığı mücadeleler sonucu çıkarılmıştır.

Hemen hemen her şeyi. Aşağıda dünyada körlerin bugünlerde yaptıkları mesleklerden bazılarını göreceksiniz ama çok daha fazlası da var. Çiftçiler, avukatlar, sekreterler, fabrika işçileri, matkap ve torna operatörleri, Hemşireler, restoran yöneticileri, çocuk bakıcıları, sosyal hizmet uzmanları, bilgisayar programcıları, sigorta satış elemanları, kimyagerler, ev hanımları, doktorlar, Benzin istasyonu çalışanları, öğretmenler, profesörler, santral operatörleri, çağrı merkezi elemanları, halkla ilişkiler uzmanları, danışmanlar, Bakım işçileri, kapıcılar, bilim insanları , mühendisler, oyuncak dükkanı yöneticileri, kütüphaneciler, güzellik veya kozmetik uzmanları, araba tamircileri, elektrik mühendisleri, borsacılar, muhasebeciler, gazeteciler, ve çok çok daha fazlası… Eğer bir işi yapabileceğinize inanıyorsanız ve iş vereniniz de inanıyorsa, körlerin yapamayacakları çok çok az iş vardır. Burada önemli olan körlerin yapmak istedikleri işi seçme şanslarının olması ve toplumun körlere fırsat tanımasıdır.

Körlüğe neden olan birçok şey vardır. Bazen bebekler kör olarak doğar, ama çoğu insan sonradan kör olur. Göz tansiyonu, katarakt ve diyabetik göz hastalığı günümüzde körlüğün en yaygın 3 sebebidir. Birçok yaşlı insan görüşlerini makula dejenerasyonu nedeniyle kaybetmektedir. Bazı insanlar kaza sonucu kör olur. Ülkemizde akraba evliliği, doktor hatası gibi nedenlerle de birçok insan kör doğmuş veya kör olmuştur.

ABD’de Eskiden kör çocuklar evlerinden uzakta körler için yatılı okullara giderlerdi. Körler için halen birçok eyalette özel okullar var. Ama artık orada , birçok kör çocuk evlerinin yanındaki okullara gidebiliyor. Körler için özel yatılı okullara giden çocukların çoğunun körlükleriyle birlikte başka engelleri de var. Maalesef ülkemizde durum bu kadar gelişmiş değil. Bazı şehirlerimizde yatılı körler okulları eğitim vermeye devam ediyor. Ancak Devlet okullarındaki kör çocukları herhangi bir sınıfa devam etmekte, baston kullanmakta ve Braille ile okuyup yazmakta. Bu kör öğrenciler bir süre özel öğretmenlerle çalışabilir ve bu özel öğretmenler körler için hazırlanan kitapları okumalarına yardım eder. Maalesef ülkemizde körler okullarına gitmeyen çocuklar için bu tür özel öğretmenler çok çok az. Ancak, kaynaştırma okullarına giden çocuklar için, İstanbul gibi büyük şehirlerde, çeşitli özel eğitim kurumları, onların okullarına uyum sağlamaları, Braille alfabesini öğrenebilmeleri için çocuklara yardım ediyorlar. İlköğretime giden kör çocuklara Braille ders kitapları da sağlanmakta. Bu Braille kitaplarda sizin mürekkep baskılı kitaplarınızdaki içeriğin aynısı vardır. Kör çocuklar aynı yaştaki diğer çocuklarla aynı dersleri alır. İlk başta, kör çocuk bilgisayarla ödevlerini hazırlamayı öğrenene kadar, özel bir öğretmen, Braille olan ödevleri kontrol edebilir. Kişi bilgisayarla ödevlerini yapmayı öğrendikten sonra, tüm öğretmenler ödevlere bakabilir.

Ülkemizde maalesef beyaz baston yasası gibi bir yasanın olmaması, gerekli köpek eğitim merkezlerinin bulunmaması ve maddi sebepler nedeniyle rehber köpek kullanımı bulunmuyor. Ancak bulunan ülkeler için bu, yalnızca kişisel bir tercih. Bazı körler baston kullanmayı daha çok severken, bazıları rehber köpeklerden hoşlanır. Neyi seçtiğinizden öte önemli olan, körlerin istedikleri yere, istedikleri zaman özgürce gidebilmeleridir.

1 TL, 50 kuruş, 25 kuruş gibi bozuk paraları birbirinden ayırmak nispeten daha kolaydır. Çünkü bunlar farklı boyutlardadır. 5 TL, 10 TL, 20, 50, 100 ve 200 TL gibi kağıt paraları ayırmanın da birçok yolu vardır. Bazı körler farklı paraları cüzdanlarının farklı yerlerine koyabilir. Özellikle her an yanlarında taşımadıkları 50, 100 ve 200 TL gibi paralar için bunu yapabilirler. Kağıt Paraları ayırt etmek için kullanılan en yaygın yol onları farklı biçimlerde katlamaktır. Herkesin farklı katlama yöntemi olabilir ve bunun için standart bir yol yoktur. Örneğin, 5 TL uzunlamasına, 10 TL de enlemesine ikiye katlanabilir. Ya da 10 TL iki kez katlanabilir. 20 TL rulo biçiminde katlanabilir veya hiç katlanmayabilir. Ya da 5 TL dörde katlanabilir veya hiç katlanmaz. Herkes kendi yöntemlerini kullanır. Birinden para aldıklarında kaç TL olduğunu sorup ona göre katlayabilirler. Bütün bunlara alternatif olarak merkez bankasınca üretilen para tanıma cetvelleriyle de körler paralarını rahatlıkla tanıyabilmektedir. Ücretsiz olarak edinilen bu cetvelin içine para konulup rakamların yazılı olduğu tarafa doğru katlandığında, paranın uç kısmının geldiği yerdeki rakam, o paranın kaç TL olduğunu göstermektedir. Bu rakamlar hem Braille hem Latin alfabesiyle yazılmıştır. Bu biçimde bozuk paralar da tanınabilmektedir.

Körlerin bir yerden başka bir yere gitmesi için birçok yol vardır. Yürürken uzun bir beyaz baston kullanmak, kör bir kişinin merdivenleri, kaldırımları, caddeleri, araç yollarını, kapıları, bisikletleri, asansörleri, yürüyen merdivenleri, kişileri, sandalyeleri, masaları, sıraları veya herhangi bir obje veya yeri bulmalarını sağlar. Baston, yürürken körden en az 2 adım önde olacak kadar uzun olmalıdır. Bu sayede körler bir yere gelmeden onu bastonlarıyla bulurlar. Küçük çocuklar için çok kısa, uzun insanlar için çok uzun her boyutta beyaz baston vardır. Bazı insanlar bir yerden bir yere gitmek için rehber köpek kullanmayı sever. Bu köpekler, bir şeylerin arasında gitmek, kapılardan geçmek, kaldırım kenarları ve merdivenlerde durmak için özel olarak eğitilmişlerdir. Kör kişi, caddeden karşıya geçmenin güvenli olduğunu duyarsa, köpeğe ilerlemesini söyleyecektir. Kör kişi istediği restoran veya iş yerine geldiğinde, köpek kapıyı bulacaktır. Köpek kullanan kör her zaman köpekten sorumlu olmak ve ona ne yapacağını söylemek zorundadır.

Elbiselerin çoğunun onları hissederek ayırt etmeyi sağlayacak en az bir farklı özeliği olacaktır. Farklı düğmeleri, ya da çıtçıtları, ya da kıvrımları, ya da bağları olabileceği gibi, kumaş ya da dokuları farklı olacaktır. Bazı elbise ve eteklerin belinde farklı kuşak veya lastikleri veya farklı türde cepleri olacaktır. Kör birisi, mavi gömleğinin komik şekilli düğmeleri olan gömleği olduğunu ve mavi pantolonunun cepleri olmayan pantolonu olduğunu bilebilir. Rengi belirsiz olan buluzunun yeşil olduğunu söyleyebilir ve bu bulüzün kemeri ip gibi hissedilen yeşil pantolonuyla gidebileceğini bilebilir. Bu şekilde kör kişiler elbiselerini dokunarak ayırt edebilir, ve hangi elbiselerin bir biriyle uyumlu olduğunu söyleyebilir. Yine de bazen aynı biçimde hissedilen birden fazla gömleği veya bulüzü olabilir ve kravatlar aynı biçimde hissedilebilir. Bu tür durumlarda bazı körler elbiselerini ayırt etmek için onlara özel işaretler koyabilir. Dikilebilen Braille etiketler vardır ve örneğin siya kot çiftini ayırmak için kancalı iğne kullanılabilir. Bazı insanlar mavi takım elbiselerinin etiketine bir düğme dikebilir ve gri takım elbiselerinin etiketinin bir kenarını kesebilir. Bazıları birbirine benzeyen gömleklerinin, kravatlarının ve takım elbiselerinin bir listesini yapıp bunların her birine bir Braille harf veya numara iliştirerek birbirlerinden ayırabilir. Mağazadan bir şey aldığında veya birisi ona bir elbise hediye ettiğinde, onlara kıyafeti anlattırırlar ve kıyafetin nasıl göründüğünü ve nasıl hissedildiğini öğrenirler.

Bazı körler renklerin bazılarını görebilir. Bazen kör bir kişi renklerin tamamını görebilir veya yalnızca parlak renkleri görür. Bazı körler hepsini olmasa da bazı renkleri görebilir, veya mavi, siyah ve kahverengiyi birbirinden veya pembeyi beyazdan ayırt etmekte zorlanabilir. Bazı körler hiçbir rengi göremez. Onları göremeseniz de renkleri öğrenmek önemlidir. Hangi renklerin birbiriyle uyumlu olduğunu ve hangilerinin uyumlu olmadığını, çizgiler, ekose ve diğer parçalarla ilgili bir şeyler öğrenmeniz gerekebilir. Bunlar giyim ve dekorasyon için önemlidir. Gökyüzünün çoğunlukla mavi ve çimenlerin çoğunlukla yeşil olduğunu, denizin ve sonbaharda yaprakların renginin herkes kadar körler için de önemli olduğunu anlamanız gerekir. Renkleri tanımak için son dönemlerde renk tanıyıcı adlı cihazlar geliştirilmiştir. Bu cihazları rengi öğrenmek istenen obje üzerine tuttuğunuzda, o şeyin rengi, açık mavi, koyu kahverengi, yeşilimsi gibi ifadelerle size sesli olarak bildirilir. Bu biçimde özellikle kıyafet seçiminde ve çamaşır makinesine renkli veya beyaz çamaşır atarken körler renkleri ayırt etmiş olur.

Elbette evet, körler de  herkes gibi bu aktiviteleri yapar ve bunlardan hoşlanır. Televizyon ve film izlerken, o an konuşan karakterin sesi, müzikler, filmlerdeki efektler gibi ip uçlarından yararlanırlar. Ayrıca gören bir arkadaşıyla, o an görüntüde ne olduğunu konuşarak da görselliğin getirdiği bilgi eksikliklerini kapatmaya çalışırlar. Son dönemlerde dünya da sesli betimleme adı verilen, ve film ve programlardaki görsel sahnelerin aralardaki konuşma dışı boşluklarda arka plandaki bir ses tarafından anlatılmasını kapsayan sistemler gelişmektedir. Ülkemizde de engelsiz Erişim derneğinin çabalarıyla başlatılan ve sesli betimleme derneğince devam ettirilen bu çalışmaların daha da gelişmesiyle film ve televizyon izleme önündeki bir çok engel ortadan kalkacaktır. Burada tekrar unutmamak gerekir ki, bazı körler diğerlerinden daha fazla televizyon ve film izlemekten hoşlanacaktır.

Çoğu kör kişi her an körlükleri hakkında düşünemeyecek kadar meşguldür. Ama kör olmak utanılacak bir şey değildir. Körlük bir kişinin tamamıyla saygın bir karakteristiğidir. Çoğu insan körlükle ilgili sorularınızı zevkle yanıtlayacaktır, yalnızca sorun. Bir kişi görüşünü kaybettiği ilk anlarda mutsuz olabilir. Ancak, kör olarak bir şeyleri nasıl yapabileceği hakkında özel bir yardım aldıktan ve körlükle ilgili daha olumlu bir tutuma sahip olduktan sonra, kişi körlüğüyle ilgili rahatsız olmamayı da öğrenebilir.

Eğer kör birisi sizden yardım isterse, tabii ki yardım edebilirsiniz. Ona yardım isteyip istemediğini de sorabilirsiniz, ama yanıt hayır olursa anlayışla karşılamalısınız. Kör insanlar, eğer baston ya da rehber köpek kullanarak bir yerden bir yere gitmeyi öğrendilerse, yardıma ihtiyaç duymayabilir. Kör birisini kolundan tutmamak önemlidir. Eğer kör kişi yardım isterse, sizin kolunuza girebilir veya yalnızca yanınızda yürüyebilir. Eğer bir yerde inşaat, yol ve kazı çalışması gibi gürültülü bir şeyler varsa, bazı körler arabaların ve trafiğin sesini duymakta güçlük çekebilir. Başka zamanlarda ihtiyaç duymasa da, böyle durumlarda kişi yardım isteyebilir.

Eğer kör kimse sizden tabağındaki yiyeceklerin yerini öğrenmek isterse, kullanabileceğiniz en iyi yöntemlerden birisi saat yöntemidir. Yuvarlak tabak, saatin yüzeyini temsil edecektir. Buna göre patates 12 yönünde, pilav 9 yönünde, tavuk 3 yönünde şeklinde tabaktaki yiyecekleri anlatabilirsiniz. Bazı körler saat yöntemini değil, yalnızca ön, arka, sol, sağ, sağ çapraz, sol çapraz gibi bir anlatımı da tercih edebilir. Ona nasıl bir tarif istediğini sormanız yeterli olacaktır.

Meyve ve sebzeler, sosis, tavuk gibi birçok yiyecek dokunarak ayırt edilebilir. Fakat çorba tenekeleri, tahıl kutuları, tenekede sebzeler, süt kutuları, dondurma kapları ve benzeri ürünleri ayırt etmek zor olabilir. Birçok kör kişi alışverişi bir şeylerin yerlerini bulacak, marka ve türleri okuyacak bir arkadaşıyla yapmayı tercih eder. Ya da alışveriş için bir market görevlisini kullanabilir. Bazı körler, özellikle çok fazla şey alıyorlarsa, başkalarının okuması için bir mürekkep baskılı liste ve kendilerinin okuması için bir Braille liste kullanacaktır. Son dönemlerde birçok büyük market internet ve telefon aracılığıyla da alışverişe imkan tanımaktadır. Körler bilgisayarlarında kullandıkları ekran okuyucuları yardımıyla istedikleri marketin internet sitesine girerek, kimsenin yardımı olmadan alışverişini yapabilir ve istediği ürünleri rahatlıkla seçebilir. Bilgisayar kullanmakta zorlanan körler de aynı işlemi marketlerin çağrı merkezlerini arayarak telefon aracılığıyla yapabilir. Bizzat markete gidip alışveriş yapmak, ya da internet veya telefonu kullanmak hem görenler hem de körler için kişisel tercihe bağlıdır.

Tıpkı mürekkep baskılı yazıyı okumada olduğu gibi, iyi bir Braille okuyucusu olmak için pratik yapmak gerekir. Kabartma yazıyı her Braille hücresindeki noktaları hissederek ve her nokta kombinasyonunun anlamlarını ezberleyerek öğrenirler. En iyisi kabartma yazıyı daha küçükken, mürekkep baskıyı biraz okuyabilseler bile öğrenmektir. Böylece, yetişkin oluncaya dek, uzun bir süre Braille okuma pratiği yapmış ve deneyim kazanmış olurlar. Kör yetişkinler kabartma yazıyı farklı birçok program veya dersle öğrenebilir. İyi Braille okuyucuları, iyi mürekkep baskı okuyucuları gibi konuştuklarından çok daha hızlı okuyabilirler. Bugün körler kabartma yazıyı lise ve üniversitelerde not almak, mektuplar yazmak, kitap ve dergi okumak, adres ve telefon numaralarını, reçete dosyalarını saklamak, kitap ve diğer şeyler yazmak ve mürekkep baskıyla yaptığınız diğer şeyleri yapmak için kullanmaktadır. Körlere ücretsiz olarak Braille ve kaydedilmiş kitap ve dergiler sağlayan özel kütüphaneler bulunmaktadır. ABD’de Birçok eyalette ödünç Braille kitap alınabilecek böyle bir veya daha fazla kütüphane bulunmaktadır. Ancak ülkemizde maalesef Braille kaynakların sayısı ABD ve batı ülkelerine oranla çok azdır. Son dönemlerde birçok üniversite ve kütüphane Braille yazıcılar edinmiştir. Bu yazıcılar sayesinde bilgisayar ortamındaki bir belgenin Braille alfabesiyle çıktısı alınarak isteyen kimselere verilebilmektedir. Ayrıca oldukça pahalı olmakla birlikte, bilgisayarda yazılmış metinlere Braille alfabesiyle gösteren ve refreshable olarak adlandırılan Braille ekranlar da bulunmaktadır. Artık taşınabilir olacak kadar küçük üretilen bu ekranlar sayesinde, kişi binlerce sayfalık belgeyi küçük bir Braille satır aracılığıyla okuma imkanına kavuşmuştur. İleride bu tür Braille ekranların daha da ucuzlayacağını ve çok daha fazla köre ulaşacağını umarız.

Körler de görenlerin kullandığı aynı ocak veya elektrikli fırınları, mikro dalga fırınları, ızgaraları, mikserleri, yiyecek karıştırıcılarını, doğrayıcıları, elektrikli bıçakları, tavaları, kızartma tencerelerini, çanak çömlek kapları ve diğer mutfak araç gereçlerini kullanır. Mikro dalga dokunsal düğmelerine ve fırında sıcaklığı gösteren noktalara Braille veya özel noktalar yapıştırılabilir. İçinde çizgiler bulunan ölçü kapları yerine farklı boyutlarda ölçü kapları ve kaşıklar kullanmak daha kolaydır. Körler, yemeklerin nasıl piştiğini kokusuna, sesine, sıcaklığına, pişme süresine, dokusuna ve kıvamına göre anlayabilirler. yeni kör olanlar için rehabilitasyon merkezlerinde görmeden nasıl yemek pişirildiğini anlatan özel dersler vardır. Ayrıca yemek pişirmeyi daha kolay ve güvenli hale getiren Uzun fırın eldivenleri, Sıvı seviye göstergeleri (sıvının taşmaması içinde belli bir seviyeye geldiğinde ses çıkaran bir araç) ve çift taraflı spatula gibi mutfak araçları da bulunmaktadır. Tıpkı gören insanlar gibi bazı körler de yemek pişirmekten daha fazla hoşlanabilir.

Birçok farklı yiyecek veya paket boyutuna, şekline veya içinde geldiği pakete göre ayırt edilebilir. Makarna paketleri, yoğurt kapları, ton balığı tenekeleri, fasulye veya pirinç paketleri, çiçek, şeker, çay, kahve kutuları, fıstık ve fındık paketleri kolay ayırt edilebilecek yiyecek paketleri arasındadır. Sebze ve meyve tenekeleri, şuruplar, çorbalar, soslar, kek karışımları ve baharatlar gibi diğer şeyler Braille olarak etiketlenebilir, veya örneğin domates çorbasını tavuk çorbasından ayırt etmek için paketin minik bir parçası yırtılabilir. Bazı Braille etiketler kartlara yazılır ve teneke ve paketlere lastik bantla yapıştırılarak birçok defa kullanılabilir. Bazen bir şeyleri ayırt etmek için kokusu veya tadı da kullanılabilir. Tarçın biberden çok farklıdır ve üzüm reçeli de çilek reçelinden farklıdır. Bazı körler yiyecekleri hemen aldıkları marketlerde etiketlemeyi tercih ederken, bazıları da bunu evde yiyeceklerin etiketlerini okuyabilen biriyle yaparlar. Her kör kişinin paketleri etiketleme veya algılama konusunda kendi yöntemleri olacaktır.

İçi açılabilen ve yelkovan, akrep ve saat dilimlerini gösteren noktaların hissedilebileceği kabartma saatler vardır. Saati söyleyen ve alarmı olan konuşan saatler de vardır. Ayrıca içinde kişilerin evlerinde, işyerlerinde ve seyahatlerinde kullanabilecekleri birçok alarm türü olan konuşan masa saatleri de vardır. Mürekkep baskıyı okuyabilen insanlar için, büyük yazıları olan saatler de vardır.

Körler de herkesin kullandıkları çeşitli farklı marka ve modeller de cep telefonu ve bilgisayarı kullanabilir. Bu tür cihazları kullanmak için cep telefonu ve bilgisayarlara kurulabilen ekran okuyucu denen programlar vardır. Bu programlar, kör kişinin cep telefonu veya bilgisayarı kullanırken, menüleri, kontrolleri, soruları ve diğer yazılı mesajları sesli olarak duymasını ve buna göre işlem yapmasını sağlar. Hatta, ekrandaki yazıları Braille alfabesine dönüştüren, telefon ve bilgisayarlara bağlanabilen Braille ekranlar da vardır. Bu tür program ve cihazlar sayesinde kör kişi de, bilgisayar ve cep telefonuyla, mesajlarını ve e-postalarını kontrol etmek, internete bağlanmak, yazı yazmak ve okumak, sunumlar ve tablolar hazırlamak, web tasarımı ve bilgisayar programlarıyla uğraşmak gibi her işlemi yapabilir. Bu tür ekran okuyucular tamamen dokunmatik olan cihazlarla bile çalışabilmektedir.

Kör adamlar tıpkı gören adamlar gibi bu tür şeyleri bakmadan hissederek yaparlar. Pratik yaptıkça, tıraş olmak ve kravat bağlamak bir alışkanlık ve rutine dönüşür, ve bunları yaparken çok fazla düşünmenize bile gerek kalmaz. Bazı adamlar duştayken tıraş olmayı sever ve bazıları da sevmez. Erkekler nerelerini tıraş etmeleri gerektiğini hissedebilir, ve eğer sakal ya da bıyıkları varsa, onları nereden düzelteceklerini hissedebilirler. Favorilerin ne kadar uzun bırakılacağı, hangi açının kullanılacağı, hangi tıraş malzemelerinin kullanıldığı gibi tıraş olma teknikleri kişiden kişiye değişebilir ve gören veya görmeyenler için farklılık teşkil etmez. Kravat bağlamak görseniz bile bir pratik gerektirir. Bir kez düğüm türünü ve sizin için uygun uzunluğu keşfettiğinizde, aynaya bakmadan veya görmeye ihtiyaç olmadan kravatınızı bağlayabilirsiniz. Bazı adamlar bu tür şeyleri, babalarından, abilerinden, arkadaşlarından, televizyonda yapılırken görerek veya haklarında okuyarak öğrenebilir.

Bütün bunlar ayna kullanmadan ve görmeden de yapılabilir. Bunları yapmak başlangıçta biraz pratik gerektirebilir, ancak kör kadınlarda en az gören kadınlar kadar iyi biçimde makyajlarını ve saçlarını yapabilirler. Başlangıçta bazı teknikleri gösterebilecek biriyle çalışmak yararlı olabilir. Farklı kurutma, kıvırma veya saç sitili yollarını körler de hissedebilirler. Saçlarının doğru olup olmadığını veya bir bukleyi kaçırıp kaçırmadıklarını hissedebilirler. Kör bir kadın makyajını dokunarak uygulayabilir, farklı makyaj malzemeleri sürmek istediği farklı yerleri hissedebilir. En çok hangilerini sevdiğine karar verinceye dek, hangi renklerin daha iyi gittiğini güvendiği birine sorabilir. Yemek pişirmede olduğu gibi, gören kadınlara paralel olarak, bazı kör kadınlar makyaj yapmayı daha çok sevecek, giyimlerine ve saç sitillerine diğer kadınlardan daha çok dikkat edecektir.

Bir çok spor aleti tamamen kör ya da az görenlere göre uyarlanabilir. Örneğin az görenler için bir topun rengi çok belirgin olarak görülebilecek parlak bir renge boyanabilir. Yine toplara zil ya da sinyal takılarak topun yerinin kör kimse tarafından rahatlıkla anlaşılması sağlanabilir. Koşu yapan bir kör, koluna bir kuşak bağlayarak gören birinin eşliğinde yarışmalara katılabilmektedir. Aynı biçimde ikili bisikletlerle bir gören ve bir kör birlikte  spor yapabilmektedir. Bunun ötesinde Everest tepesine dahi tırmanan kör dağcılar vardır. Spor merkezlerinde kullanılabilen sesli ve sinyali olarak bildirimde bulunan koşu bantları da bulunmaktadır. Körler arasında uluslar arası football maçları ve diğer spor alanlarında turnuvalar yapılmaktadır. Aynı şekilde körlerin yaptıkları gol bol gibi bazı spor türleri de bulunmaktadır.

Kör kişiler bir yeri veya adresi bulmak için birçok ipucu kullanır. Belirli adreslerin yerini öğrenmek etrafta dolaşmanın önemli bir parçasıdır. Buna ek olarak kör birisi, bir yerleri konumlandırmak için örneğin, sağdan ikinci yol, soldaki üçüncü merdiven seti, ve kaldırımdaki tahta çitleri olan ev gibi ipuçlarından yararlanabilir. Önündeki büyük bir ağaç, bir tabela veya özel çeşit bir kapı da aradığı ipuçları arasında yer alabilir. Körler nerede oldukları ve nereye gittiklerini sağ, sol, ön, arka gibi yönleri takip ederek veya kalabalık bir tek yönlü cadde, boş bir arazi veya okul bahçesi gibi ipuçlarını kullanarak da anlayabilir. Bu ipuçlarından biri veya daha fazlası körler bir yerden bir yere giderken onlara yardımcı olacaktır. Ve bu yer eğer evi veya ofisi gibi sıkça bulunduğu bir yerse, oradaki ipuçlarına oldukça hâkim demektir.

Kör bir kişi trafiğin sesini dinleyerek karşıdan karşıya geçmenin ne zaman güvenli olduğunu söyleyebilir. Eğer bir kavşakta trafik ışığı varsa, arabaların ne zaman önünüzden karşıya doğru geçtiklerini, ne zaman yavaşladıklarını ve ne zaman durduklarını, ve ne zaman yan tarafınızdan arabaların geçtiğini duymak daha kolaydır. Böylece ışığın değişerek yeşile döndüğünü anlayabilirsiniz. Yarım blok uzaktayken bile bunu dinleyebilirsiniz. Eğer hiçbir ışık yoksa, herhangi bir arabanın gelip gelmediğini dinleyebilirsiniz. Ancak ülkemizde, arabalar genellikle yaya geçişlerine pek saygı göstermedikleri için, eğer karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kör görürseniz, yardım isteyip istemediğini ona sorun.

Bu sorununda daha önceki örneklerde olduğu gibi birden fazla cevabı mevcut. Örneğin,  bazı körler, yoldaki dönemeçleri takip ederken  bazıları ineceği durağın yanındaki büfeden gelen tostun kokusundan durağını anlayabilir. Durağa gelirken çıkılan bir yokuş veya inilen bir rampa, durak öncesi yoldaki bir kasis, durak civarında net bir biçimde duyulabilen belirgin bir ses çeşitli ipuçları olabilir. Tabii ki bu örnekler kişiden kişiye değişebilir ve arttırılabilir. En yaygın olarak kullanılan yöntemler, görme engelli yolcunun yanında oturan kişiye ineceği durağı hatırlatmasını rica etmesi yahut, şoförü başlangıçta bilgilendirip arada birde o an nerede olduklarını sormak olabilir. Teknoloji hızla gelişmekte. Görme engelli kişilerde sesli programlar sayesinde bu gelişmelerden faydalanabilmekte. Örneğin, konuşan cep telefonları ve yön bulmaya yarayan navigasyon cihazları ile de o an otobüsün nerede olduğunu anlamak mümkün hale gelmiş bulunmakta. Son olarak da otobüs içi anons sistemleri durakların anlaşılmasını iyiden iyiye kolaylaştırmış durumda. Özellikle metro, tramvay, metrobüs ve otobüslerde yaygınlaşmaya başlayan bu uygulama; gelecek durağı hem yaklaşırken hem de durağa tam olarak yanaştığında sesli şekilde uyararak kişilerin duraklarını geçmek gibi tatsız şeylerle karşılaşmasını da önlemiş oluyor. Bu uygulama görme engelli, Yaşlı, Okuma yazması olmayan, yahut otobüs içindeki yazılı uyarıları göremeyecek durumdaki tüm yolculara hitabeden bir uygulama olarak İstanbul ve bazı büyük şehirlerde yeni yenide olsa hayata geçirilmeye başlanmış durumda.

Eğer yeni kör olduysanız, bu çok hayal kırıklığı yaratan bir şey ve korkutucu olabilir. Bunun nedeni, kör olarak bir şeyleri nasıl yapacağınızı bilmemenizdir. Ancak, bir kez körlerin kullandıkları yetenekleri öğrendiğinizde artık böyle hissetmezsiniz. Kör insanlar gören insanların yaptıklarının aynılarını yaparlar. Okula veya işe gider, kendileri için gerekli olan ne varsa onu yaparlar. Bunu öyle doğal bir biçimde yaparlar ki, çoğu zaman kör olduklarını bile düşünmezler. Körlük yalnızca kim olduklarının veya neye benzediklerinin bir parçası haline gelir. Her gün kör olduklarını düşünmezler, tıpkı sizin her gün kahverengi veya kırmızı saçlı olduğunuzu düşünmediğiniz gibi.

Tabii ki evet. Tıpkı herkes gibi körler de rüya görür. Ancak rüyalarında da normal hayatlarında nasıl yaşıyorlarsa görme düzeyleri aynıdır. “Rüya Görmek” tabiri kullanıldığı için birçok kişi rüya görmeyi sanki televizyon ekranında  bir film izlemek gibi algılar. Halbuki rüyalar, normal hayattaki yaşantılarımız, hayallerimiz ve özlemlerimizin sonucu olarak ortaya çıkar ve insan dışında da birçok canlı rüya görür. Kör kişi de normal hayatta böyle bir şey deneyimlemediyse, rüyasında gözlerini kullanmayacaktır. Yani hiç görmeyen rüyasında da kördür. Ama bu, onun rüya görmediğini göstermez.  Görme yetisini sonradan kaybetmiş insanlar belli bir süre rüyalarında görebildiklerini söylemektedir.

Tabi ki. Kartların üzerine Braille rakamlar koymak çok kolaydır. Pişti gibi oyunlar buna örnek verilebilir. Büyük yazıları okuyabilenler için bazı kartlardaki yazılar büyütülebilir. Scrabble gibi birçok oyun Braille harfler ve dokunarak hissedilen karelerin olduğu tahtalarla oynanabilir. Tavla tahtası, satranç ve dama tahtaları da dokunarak hissedilebilecek biçimde delikli karelerden oluşturulabilir. Burada taşların dokusu, şekli ve rengi farklı yapılarak birbirlerinden ayırt edilmesi sağlanabilir veya bir taş grubunu diğerinden ayırmak için tepelerine bir noktacık konulabilir. Monopoli kartlarına Braille işaretler konulabilir ve tahtası da Braille yapılabilir veya işaretlenebilir. Domino taşları kendiliğinden delikli olduğu için sıkça oynanan oyunlar arasındadır. eğer zarda hissedebildiğiniz ve sayabildiğiniz noktalar varsa Zar kullanılarak oynanan oyunları oynamak oldukça kolaydır. Her oyunun körlere özel olarak yapılması gerekmez. Mağazalardan aldığınız birçok oyun ya da oyuncak körler için kolay ve eğlencelidir. Bazen gören bir insanın kullandığı şeylerin aynısını körlerin de nasıl kullanacağına ilişkin bir yol bulmak için hayal gücünüzü kullanmanız gerekebilir.

Aynı kurallar burada da geçerli. Bazı körler onlara oturacak yerin gösterilmesinden hoşlanabilir, ama bazıları oturacakları sandalye, masa veya sırayı kendileri bulabilir. Bazen kör kişi masa ve sandalyelerin nerede olduğunu sorup onlara doğru kendisi gidebilir.