Seninle Tanıştığımda Hala O Haftayı Anımsıyorum - Norberto Inácio de Sousa (Portekiz)

Seninle tanıştığımda hala o haftayı anımsıyorum.

Kaygı ve el çırpmayla geçirdiğim o saatler hala aklımda, büyük bir mutlulukla kıvrımlarını keşfettim, kendimi deliklerini keşfetmeye adadım, uykuya daldığım geceler senin için, Bir iki: iki, iki dört: dokuz, ve bir dört: üç, basit bir sembolün değişmesinin nedeni eşit olmasıdır, ve bir diğerinin küçük olanı büyütmesinin nedenidir; anlamını çözdüğümde, şafaklar odamın gizemli karanlığına, senin gizeminin güzel birleşimlerine gömüldü; uyandığımda sabahlar uykuyla rüya arasında kayboldu, bana anlattığın ilk hikayeyi düşündüm.

Hala bana kendi şifrenle öğrettiğin hayat dersinin rüyasındayım, ama beni daima çalışmaya yönelttiğin rüyalar. Her gün bana verdiğin zevki düşünüyorum. Ama ne rüya söyledi bana, ne de düşünce, anahtarları sende olan zevkin büyük kapılarının ilki olduğunu. Yepyeni bir aydınlıkta dünyayı ve kendimi gördüm. Hayatı görmeden nasıl anlayacağımı öğrettin bana. Görünüşe önem veren riyakar insan olmadan büyüttün beni. Özetle, karanlıkta hayatın ilk zorluğunun üstesinden gelmeyi öğrettin bana.

Zamanlar geçti, ders kaldı. Hikayeni artık biliyorum ama daha çok şey bilme isteği büyüyor içimde. Senin büyüklüğünün yanında kendimi hep küçük gördüm

Çünkü senin bilgeliğin benim çaresizliğimdir.

Her şeyi aydınlatıyor, her şeyi açıklıyorsun

Ve bana zevk verdiğin için, seni hiç unutmayacağım.

 Beni anlıyor, eğlendiriyor ve bana öğretiyorsun

Üzerinde dolaşmamı kabul ediyorsun ve sana teşekkür ederim

Çünkü bu yüzden benimle hiç anlaşmıyorsun

Her dakikayı durduruyorum, aceleyle ilerliyorum

Mesajı anlamıyorum, artık sorun değil

Adımlarını yakalamak boş bir çaba

Doğa beni durduruyor, istekler beni sürüklüyor

Çünkü ileriye gitme isteği beni çağırıyor

Büyük bir hevesle dokunuyorum, hızlanıyorum

Of! Issızlığı büyütüyorum adımlarını eşleştiremiyorum

Beni rahatlattıktan sonra “umudunu yitirme”

“acele etme” diyorsun bir garezin olmaksızın

Artık diğer kapılarımdan gittin.

Zaman geçer, dersler kalır,

Kelimelerin, kim anlıyor onları,

Sadece zaman anlatacak, her şeyi açıklayacak.

Zorluğu kabul ediyorum, ama beni gelecekle ve hızınla tanıştırıyorsun, of! Onu eşleştirmeye bile çalışmadım,

O ses şimdi öğretmen, ama ruhumda, hızını eşleştiremediğim için acım daha da artıyor.

Kelimelerin, onları çoktaaan anladım

Sen en iyisisin. Söylüyorum fakat kimse anlamıyor,

Zevkine varmak ancak okumakla anlaşılabilir

İçimi zevkle doldurdun,

Beni gezdirdin, bana okumak için bir şeyler verdin, bana uçmayı öğrettin, yazma dünyasına girmemi sağladın. Hissettiğim duygu heyecan, çünkü her dokunuşta, yeni bir duygu, ah, sana yalvarıyorum: elimi bırakma. Yok, kötülük, yalnızca çaresizlik, seninle yeniden doğdum, parmak uçlarımdaki diğer gözler ve yeni bir iç görüyle geçmişi oku, bugünü yorumla, geleceği hazırla.

Seni artık çok sık görmüyorum, ama ne zaman görsem, dizlerime oturtuyorum, seni kucaklıyorum;

Seni elimle yazıyorum, her noktada, her delikte sana dönüyorum, kokunu hissediyor, seni önemsiyorum,

Ama onlar anlamıyor, rüyalarında görmüyor ve değerini bilmiyorlar.

Yeni modanın daha hızlı olduğunu söylüyorlar, ama “hız ve gerçek yok”. “sen eski modasın, formatın çok pahalı” diyorlar,

Ama seni tanımaktan gurur duyuyorum. Aslında, dinlemeye çalışıyorum ama kulaklarımı tırmalıyor, yolumu kaybediyorum, kafamı yoruyor ve söylenen ya da yazılan noktayı özlüyorum. “konsantre olmayı öğreniyorsun. Uyguladıkça hız çoğalıyor.” Bir daha bu bugünkü kanun; bir seçimim yok öyle mi? Ne oldu bu insanlara?

Not alamıyorum, önemli olan o şeyi benimsemek, aklımdakini çabucak yazmak için, seni görüşümle istiyorum.

Senin her köşede olma nedenini bir türlü anlamıyorlar, hatta büfede, istasyonda bile. Bizi unutuyorlar, ama zevklerine düşkünler. Sakın endişelenme; seni öldüremeyecekler, yeni moda da seni küreselleştiriyor.

Senden memnun olan, hayattan büyük zevk alan tek kişi olmadığımı biliyorum, ama kıskançlık duymuyorum, tam tersine, mutlu oluyorum, 5 kıtanın üzerinde her bölgede tanındığını varsayarsak, uzun süre bilineceksin ve gezecek, rüya görecek, okuyup basitçe kendilerini ifade edecek herkes seni kullanacak.

Bu benim böyle yapma yöntemim, onu kendim yapıyorum, öğrendim ve görüyorum, dokunuşun beni güçlendiriyor, bana özgürlük veriyor, içimi rahatlatıyor, seni nasıl okuyacağımı bilmek beni ileri götürdü, beni cahillikten arındırdı, senin desteğin olmasaydı hayatta başaramazdım.

Ne yazık, varlığın sürekli olmayacak

Çünkü artık ilgimi yeni moda çekiyor,

Bütün zamanım, devam eden yol.

Cevaplar arıyorum, yeni bilgi, başka bilgi,

 Ancak, öğrendiğim en dersler seninkilerdi.

Artık tereddüt etmiyorum,

İtiraf ediyorum,

Yazdığım her şeyi ilerletiyorum.

Ancak her an yeni bir an doğuyor,

Bu sana gecikmeden döndüğüm bir an, sessizliğin daha rahatlatıcı.

Seni günlük kullanmak mı? Bu bir bağımlılık değil,

Artık başka bir görevin var,

Bu yüzden seni unutacak mıyım? Asla!

Bir daha söyleyeyim, hayatımda büyük rolün var, eşyaların seçiminde yardımcı olduğunda.

Süt, krema ve meyve suyunu alıyorum,

Onları karıştırayım mı? O günler mazide kaldı,

Şimdi tüketici eşitliğinin bir parçası olarak artık kanunsun.

Varlığın artık sürekliliğini kaybetmişti,

Ama şimdi, yeniden doğdun,

Ve seni kullananlar önemli olduğunu düşünüyor

Seni okuyup yazınca, sana ortak oluyorum,

Yeni moda, teknoloji.

Ona daha çok zaman, daha çok dikkat veriyorum,

Ve seninle yalnızca elele tutuşuyorum.

Ama çok memnunum,

Çünkü geleceği görmemi sağlıyorsun,

Çünkü kalbimin taaaa! Derinliklerinde düşündüğüm birisin.

Bir sevgili değilsin, ama sevgisin, bir kadın veya insan değilsin, ama bilgi hazinem olarak bana aitsin. Beni kendini adayarak eğittin,

Yazman, okuman ve bir anne olarak, gönlünde hiçbir kaygıya yer vermeden, beni rakibin, ortağın yaptın, çünkü bana sağlıklı büyümenin temelini verdin.

Sana çok teşekkür ederim, Braille yazı!

Norberto Inácio de Sousa (Portekiz)