Azeri Müziği - (Tarih - Teknik) Üzeyir HACIBEYOV

Üzeyir HACIBEYOV'un Fotoğrafı.

Yakın Doğu halklarının müzik kuramları ve pratiklerinin gelişim tarihinde iki Azeri müzik kuramcısı dünya çapında üne sahiptir: Urmiyeli Seyfeddin Abdülmümin İbn-Yusuf el Urmavi (XIII. yüzyıl) ve Maragalı Abdülkadir Maragi (XIV. yüzyıl).

Şuşalı Hacı Seyid Ahmet Karabağlı’nın oğlu Azeri bilim adamı-müzikolog Nevvab Mir Muhsin, yukarıda bahsedilen iki uzmanın eserlerinden yola çıktığı “Vuzuhul-Erğam” (Müzik Terimlerinin Yorumlanması) adlı kitabında Yakın Doğu halklarının eski müziklerine yer vermektedir (XIX. yüzyıl). Bir kısmı çeşitli Avrupa dillerine de çevrilen bütün bu çalışmalar Yakın Doğu halklarının müzikal kültürlerinin XIV. yüzyıla doğru doruğa ulaştığını ve üzerinde Endülüs’ten Çin’e, Afrika’dan Kafkasya’ya kadar dünyanın dört bir tarafını izleyebileceğiniz on iki sütunlu altı burçlu bir “bina” (destgâh) gibi gururla yükseldiğini ortaya koymaktadır. Bu “müzik kültürü sarayı”, büyük âlim ve eski Yunan Müziği uzmanı Ebu Nasr Farabi, Avrupa’da Avesina adıyla tanınan Ebu-Ali-Sina, El-Kindi ve diğer âlim ve düşünürler tarafından kurulmuştur.

“Müzik sarayı”nın üzerinde yükseldiği bu on iki sütun 12 ana mugamı, 6 burç ise 6 avazatı temsil etmektedir. Bu 12 mugam Uşşak, Neva, Buselik, Rast, Irak, Isfahan, Zirefkend, Buzürk, Zengule, Rahavi, Hüseyni ve Hicaz’dan oluşmaktadır.

6 avazat ise şöyle sıralanır: Şahnaz, Maya, Selmek, Nevruz, Gerdaniye, Güveşt.

XIV yüzyılın sonunda meydana gelen sosyoekonomik ve politik değişiklikler bu muhteşem “müzik sarayı”nı etkilemiştir ve duvarlarda görülen ölümcül çatlaklar onu yıkıma götürmüş, “saray”ın kolonları ve kuleleri yerle bir olmuş, “saray” çökmüştür.

Yakın Doğu halkları çöken bu “saray müziğinin” değerli enkazından yararlanıp kendilerine ait “makam oluşturma” malzemeleri kullanarak kendilerine mahsus yeni “müzik tapınakları”nı inşa ettiler. 12 klasik mugam ve bunların isimleri büyük değişiklikler geçirdi; bir zamanlar bağımsız olarak ele alınan kimi mugamlar bazı halklarda diğer mugamların şubesi haline geldi, yine bir zamanlar şube olarak ele alınan mugamlar bağımsız mugam niteliği kazandı. Dolayısıyla bir ve aynı mugamın ismi ve şubeleri değişik halklarda oldukça farklı anlamlar taşımaya başladı. Zamanın ve olayların yıkıcı etkilerine sadece “Rast” mugamı karşı koyabildi. Bu makam temelinin sağlamlığı ve mantığa uygunluğu nedeniyle “Rast” adını ve anlamını tamamıyla hak ediyor. “Rast” sözcük olarak “doğru, yolunda, gerçek” anlamlarına gelir. Eski müzikologlar “Rast” mugamını bütün mugamların anası olarak nitelemiştir. “Rast” mugamı yalnızca adını ve ses dizilişini değil, mayesini (eksen perdesini) de korudu. Bütün Yakın Doğu halkları arasında “Rast” mugamının kuruluşu ve eksen perdesi aynıdır. Eksen minör oktavdaki sol sesidir. Aşağıdaki karşılaştırma minör oktavda sol dediğimiz sesin, antik dönemde bile “Rast” makamının perdesi olarak adlandırdığımız sese tekabül ettiğini göstermektedir. Arap, İranlı ve Avrupalı müzikologlar Pisagor’un keşfettiği  7 sesin Antik Yunanlılara göre 7 göksel varlığa karşılık geldiğini belirtmektedirler.

Söz konusu 7 nota sırasıyla şöyledir:

Yunanca   Arapça ve                                                                                                             Farsça

1. Mi – Ay 1. Neva
2. Fa – Merkür 2. Buselik
3. Sol – Venüs 3. Rast
4. La – Güneş 4. Irak
5. Si – Mars 5. Uşşak
6. Do – Jüpiter 6. Zirefkend
7. Re – Satürn 7. Rahavi

Günümüze kadar uzun bir evrim geçiren Azerbaycan Halk Müziği, Sovyet iktidarının yarattığı son derece olumlu koşullar sayesinde gelişiminin doruk noktasına ulaşmıştır.

Azerbaycan Halk Müziğine ait tasniflerin(şarkı), diringelerin(bir makam bölümleri arasında çalınan ritmik ve oynak bölümler), mahnıların(anonim şarkılar), oyun havalarının ve diğer biçimlerin bilimsel ve kuramsal açıdan incelenmesi Azeri halkına ait müzik sanatının kesin ve uyumlu bir sistem üzerinde yükseldiğini göstermektedir. Azerbaycan Halk Müziği ile ilgili bütün bilimsel ve kuramsal önermeler bu sistemden türemiştir.