Ölmeyin Artık - Şebnem KARAKUŞ

Son yudumlarımın gözyaşıma karıştığı yerde
Şiirim ol istedim
Dizeleri asla ıslanıp yırtılmayan…
Aydan çiçekler damıttım sen uyurken
Düşlerinden geçen peri kızlarını ben giydirdim
Ben süsledim tebessümle andığın tüm anların kostümlerini…

Ölme artık, artık ölmeyin!
Kaç kez yalvarsam durur hücrelerinize işleyen zehir?
Kaybolan yalnızca bedeniniz
Karyolamın altında biriktiriyorum ruhlarınızı
Kalbimde ritim bozukluğu sıkışıklığınız
Sığmıyoruz tek yataklı düşlerin vagonlarına
Bedenime büyük gelen ruhumun
Takma düşleri fırlıyor ağzından
Gitmeyin artık diye haykırırken son bir gayretle…

Sana edebiyat yapamam
Satır satır gülüşüme işledin parmak uçlarını
Parmak uçlarımızın buluştuğu yerden nasırlar yağdı kabuğu taze yaralarımıza
Katilim ben
Kelimeleri öldürdüm, edebiyat yapamam sana…

Kirpiklerime bir bulut yerleşiyor
Göçebe ruhuma senden kaleler dikiyorum
Senden kareler işliyorum göçebe gözlerime
Göğünde tutunamayan nisan yağmurlarını giyinirken
Yerleşik aşka geçmeye ant içiyorum…

Ördüğüm tüm duvarları geçip salkım saçak sarkıyorsun
Uzanıp bir tutam alıyorum sesinden
Ellerim sesine düşen haritalara gebe
Seni arıyor…

Ölme artık, artık ölmeyin
Kaç kez yalvarsam dokunulmazlığı kalkar ruhunuzun,
Kaç kez ritmi bozulan şarkılarda dans edilir bir ruhla?
Tek yudumda içilirmiş
insanın göğsünde ritme susuz koca bir duble kakafoni
Ölmeyin artık
Dansınıza yetişemiyorum…
Giden adımlarınızın ritimsizliğine düşüyorum her şarkıda
Hücrelerinize sinen tüm zehri omuzlarım
Yeter ki ölmeyin, gitmeyin artık…