Körler Açısından Bağımsızlığın Anlamı - Av. Turhan İÇLİ

KÖRLER AÇISINDAN BAĞIMSIZLIĞIN ANLAMI

Başkaları için nedir bilemem, ama körler açısından bağımsızlığın çok özel bir anlamı ve önemi vardır.

Çünkü körler gerek bir mekândan ötekine ulaşmak, gerek günlük işlerini görmek ve gerekse bilgi kaynaklarına erişmek bakımından yüzyıllardan beri başkalarına bağımlı olarak yaşadılar. Böylesine sıkı bir bağımlılığın kimi zaman kahredici utancını, kimi zaman en derin bilinç-altı katmanlarına işleyen acı verici ezikliğini, körlerden başka kimse bilemez. Bağımlılık durumu, körün davranışlarını sınırlamakla, günlük gereksinimlerin karşılanmasında ve bilgiye erişimde güçlüklerle karşılaşma sonucunu yaratmakla kalmaz, aynı zamanda onun sıklıkla onurunun incinmesine, ruhsal bakımdan derin bir biçimde yaralanmasına yol açarak kendine güvenli sağlam bir kişilik oluşturmasını da önler. Diğer bireylerle ilişkisi, sürekli yardım alan-yardım eden ekseninde biçimlenir. Daha ilişkinin başında yardım eden konumunda ki kişi açık bir psikolojik üstünlük kazanır. Böyle bir ilişkinin sürekli bir eziklik duygusu, aşağılık kompleksi ve özgüven yitimi gibi kişilik bozuklukları doğuracağı açıktır. Bu konuma düşürülen birinin, onurlu bir yurttaş olarak toplumda hak ettiği yeri alması da olanaksızdır. Bu nedenle körlerin en büyük özlemi ve tutkusu bağımsızlıktır. Harekette bağımsızlık, gereksinimlerin giderilmesinde bağımsızlık, bilgi kaynaklarına erişimde bağımsızlık.

Körleri bağımsızlıklarına kavuşturacak olan hiç kuşku yok ki en başta bilimde ve teknolojideki ilerlemeler ve ekonomik toplumsal kültürel gelişmelerdir.

Tarih boyunca körün bağımsızlığını simgeleyen araç baston olmuştur. İlkçağlardan beri körün haraket serbestisini kazanmak için kullandığı deynek, Evrimleşip çeşitli aşamalardan geçerek geçtiğimiz yüzyılın ortalarında beyaz baston halini almış ve körlerin bağımsızlığının ve güvenliğinin uluslar arası simgesi olmaya hak kazanmıştır. Hatta beyaz bastonun önemini anlatmak için 1969 yılında Dünya Körler Federasyonu tarafından 15 Ekim tarihi, Dünya Beyaz Baston Bağımsızlık ve Güvenlik Günü olarak ilan edilmiştir.

Ama körlerin bağımsızlığı hareket serbestisinden ibaret değildir kuşkusuz. Bilgi kaynaklarına ulaşmak, bu amaçla okuyup yazabilmek de önemli bir bağımsızlaşma aracıdır. Bu da 19. yüzyılın ortalarında Fransız bir kör olan Louis Braille’in altı noktalı kabartma yazıyı bulmasıyla elde edilebilmiştir. Kör bir birey ancak kabartma yazıyı öğrenmesiyle okur-yazar sayılabilir. Bilgiye erişimde sesli materyallerin üretilmesi, giderek bilişim teknolojisinin yarattığı bilgisayar ve internet olanakları, yeni ufuklar açmıştır. Bugün dostumuz Sedat Türkeri’nin deyimiyle beyaz klavye de körlerin bağımsızlığının simgesi olarak tarihteki yerini almaya başlamıştır.

Körlerin bilgi kaynaklarına erişiminde sesli ve kabartma materyal üretimi ile internet kütüphaneciliği faaliyetleri,

Altı Nokta Körler Eğitim ve Kültür Merkezi’nin kuruluşuyla yeni bir aşamaya sıçramış, bu merkezde başlatılan kütüphanecilik çalışmalarını, başka kuruluşlarca gerçekleştirilen yenileri izlemiştir. Bugün, sesli materyal üretimi, İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde,, İzmir İl Halk Kütüphanesi ve Türkiye Görme Engelliler Kitaplığı’nda ve yer yer sınırlı da olsa başka dernek ve vakıfların bünyesinde de sürdürülmektedir. Boğaziçi Kütüphanesi içerisinde çeşitli kurum ve kuruluşların seslendirdiği kitapların derlemesi niteliğinde GETEM adıyla internet kütüphaneciliği çalışması yapılmakta, TURGÖK ve Altınokta aynı zamanda kabartma ve sesli süreli yayınlar çıkarmaktadır. Ne var ki, birbirinden bağımsız sürdürülen bu çalışmalarda kalite ve standart birliği olmadığı gibi, aynı kitapların tekrar tekrar okunması, eşgüdümlü bir çalışmanın yürütülmemesi yüzünden kadro, maddi kaynak ve enerji sarfiyatına yol açılmaktadır. İşte bu durumu değerlendiren Altı Nokta Körlere Hizmet Vakfı, Halil Köseler gibi bilgi ve deneyim bakımından değerli kişilerin de önerisiyle alandaki bilgi ve deneyim birikimini derlemek, kalite ve standart birliğini sağlamak, kuruluşlar arasında işbölümü, işbirliği ve eşgüdümü gerçekleştirmek amacıyla 1. Ulusal Körler ve Kütüphanecilik Sempozyumu’nu organize etmeye karar vermiştir. Bu karar, konuyla ilgilenen çevrelerde büyük bir heyecan yaratmış, kısa bir sürede pek çok kişi ve kuruluşun bu organizasyonda yer almasına yol açmıştır. Milli Kütüphane Başkanlığı, Sempozyumun ev sahipliğini üstlenirken Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği etkin bir danışmanlık hizmeti sunmuş, alanında uzman pek çok kişi, Sempozyumda bildiri sunmak için adeta birbirileriyle yarışmışlardır. Başta Milli Kütüphane Başkanlığı olmak üzere, VAK-SA, Şişli Belediyesi, Sabancı Üniversitesi gibi kurum ve kuruluşlar sponsorluk desteği vermişlerdir. Bu analda 1. Ulusal Körler ve Kütüphanecilik Sempozyumu, etkili bir imecenin, kollektif emeğin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

İki gün süren Sempozyumda alanında uzman 22 konuşmacı bildiri sunmuş, ikinci günü öğleden sonra yapılan son oturumda, demokratik ve verimli bir tartışmanın ürünü olarak bir sonuç bildirisi oybirliğiyle kabul edilmiştir. Gazetemizin bu sayısında ilerdeki dakikalarda dinleyeceğiniz bu sonuç bildirisinin kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.

1.Ulusal Körler ve Kütüphanecilik Sempozyumu’nun, alandaki çalışmalara büyük bir ivme kazandıracağı, verimli ve üretken bir çalışma dönemini başlatacağı kuşkusuzdur.