Celil URHAN – Av. Hasan TATAR

Her toplumda öne çıkan,  kimi önderliğiyle, kimi başarısıyla, kimi yeteneğiyle ya da başka bir özelliğiyle bilinen, tanınan, sevilen, kızılan, nefret edilen, taklit edilen, izlenen kişiler vardır. Şu ya da bu biçimde toplumda yer tutar. Bu tür kişiler ölümlerinden sonra da yıllarca, yüzyıllarca, hatta bazısı binyıllarca toplumun belleğinde canlı olarak durur. Heredot, Spartaküs, Cengizhan, Hz. Muhammed, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, Şeyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal, Nasreddin Hoca, Brutus, Karl Marx, Edison, Mandela, Atatürk, Einstein.. Bu isimleri çoğaltmak yüzlere binlere yükseltmek mümkün. Kuşkusuz binlerce yıllık insanlık tarihinde çeşitli yönleriyle öne çıkan çok sayıda insan vardır. Ben bunlardan ilk anda dilime gelen bir kaçını saydım. Siz listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.

Çeşitli yönleri ve özellikleri nedeniyle engelliler dünyasında ve özellikle de görme engelliler arasında çok sayıda bilinen, tanınan, öne çıkan insan olmuştur. Bunlar arasında Homeros’u, Ebul Âlâ El Maarri’yi, Louis Braille’i, Helen Keller’ı ve daha birçok ismi sayabiliriz. Ülkemizde ise Aşık Veysel’İ, Mitat Enç’i, Gültekin Yazgan’ı, Hüdaverdi Gaffaroğlu’nu, Şahin Işıner’i, Naim Çavuş’u, Mustafa Kemal Dok’u bir çırpıda anımsıyoruz. Tabi bu saydıklarımız bedenen aramızdan ayrılmış olan insanlar.

Şimdi bunların arasına Celil Urhan’da katıldı ve ölümsüzler listesinde hak ettiği onurlu yeri aldı.

Celil abi ile yıllarca Gaziantep Körler Okulunda birlikte çalıştık. Maraş katliamının 1. yıl dönümünde katliamları protesto için yapılan öğretmen boykotuna Gaziantep Körler Okulunda katılan 3 öğretmenden ikisiydik. Birlikte açığa alındık, birlikte sürüldük. Ben öğretmenlikten ayrıldım, Celil abi İzmir Aşık Veysel Körler Okulunda yıllarca öğretmenlik görevine devam etti.

Tanıyanların çok iyi bildiği gibi Celil abi iyi bir öğretmen, mükemmel bir dost, usta bir örgütçüydü. Yetiştirdiği öğrenciler arasında pek çok avukat, sosyolog, psikolog, öğretmen ve değişik mesleklerde başarıyla görev yapan çok sayıda yetişmiş insan vardır. Hiçbir öğrencisi Celil öğretmenden incinmiş değildir.

Celil abi iyi bir dosttu, sohbetine doyum olmazdı. Hemen her konuda söyleyecek bir sözü vardı. Sürekli güler, sohbetini fıkralarla renklendirir, büyükle büyük çocukla çocuk olmayı başarırdı. Onunla arkadaş olmak çok keyifli bir şeydi. Celil abi usta bir örgütçüydü. Hayatının hemen her döneminde örgütlü yaşam içerisinde bulunmuştur. 12 Eylül 1980 öncesinde Gaziantep’te TÖBDER üyesiydi. Sonraki yıllarda Eğitim-Senli oldu. İyi bir Altınoktacıydı. Hatta Altınoktalılar tarafından istismarcılardan kurtarılıp İzmir’e yollanan Çağdaş Görmeyenler Derneğinde başkanlık ve yöneticilikte yaptı. Üyelerle en sıcak ilişkisi olan yöneticilerin başında gelirdi Celil abi.

Celil abi çok yetenekli bir insandı. Altınoktanın Sesi dergilerine sık sık yazılar yollardı. En ciddi konuları en esprili dille ne de güzel anlatırdı. Çok güzel şiir yazardı, türkü tadında şiirleri vardır. Öykülerinde ise yaşamın bütün gerçekliğini en yalın, anlaşılır biçimde ustaca dile getirmişti. Ölümünden kısa süre önce bunları bir kitapta toplamayı başardı. Kendisi gibi başarılı bir abimiz olan Eşber Yağmurdereli’nin de katkılarıyla.

Şimdi Celil abi yok. Bedensel olarak aramızdan ayrıldı. Artık o davudi sesiyle hitabını ve şen kahkahalarını duyamayacağız. Yönetim kurullarımızda yer alamayacak. Çilingir sofrasında hoş sohbetler edemeyeceğiz onla. Ama sohbetlerimiz içerisinde hep var olacak. Elde kalan şiirleri ve öyküleriyle yetineceğiz. Anılarıyla mutlu olup, onu da hak temelli, onurlu, demokratik, örgütlü mücadelemizde hep yanımızda hissedeceğiz.

Dileğim her görmeyenin Celil Urhan gibi iz bırakarak yaşaması ve sonsuzluğa gittikten sonra da yaşamaya devam etmesidir.

Kabrinde rahat uyu Celil abi. Kemal abimize çok çok selam söyle. Yolun açık olsun.