Bir Godfrey's Gecesi - Nancy SCOTT (A B D)

Onuncu ya da o zaman için David (açılışta şiirlerinin birkaçını gerçekten okumalısın,) demişti.

Hep yan çiziyordum.

 (bunu düşüneceğim.) (Bunu, sonuç olarak bir seyircinin önünde kendi çalışmamı asla okumayacağımı düşündüm.

Braille yazıyla yazdığım konuşmalar yapmış, raporlar okumuştum. Hatta, görme engelli yazarlarla ilgili ulusal hafta sonu konferanslara ilişkin çalışmalarım da oldu. Yazdığım her şey Braille daktilo veya Braille not alma cihazı kullanmamın başlangıcı oldu.

 Braille yazıyı altı yaşındayken öğrendim.

Ancak, her sözcüğün doğru olması ve doğru tonlamanın yapılması gerektiği tümüyle diğer sorunu teşvik ediyordu. Bunu yapamayacağımdan emindim.

Braille yazı eğitimi almadığım sürece, Godfrey’s’le ilgili hiçbir şey yapamazdım. 1999’un başlarında, yayınlanan sadece birkaç şiirim olmuştu. Okumaya hazırlanan diğer insanlar gibi “şair” değildim. Nereye koyacaklarını bilemeden ellerini oraya buraya sallamakla ilgili endişe duymak zorunda kalmıyorlardı.

Fakat bir Çarşamba günü, iki şiirimin yayınlandığı bir priot antoloji aldım. Öyle merak etmiştim ki, Godfrey’s gecesi başlamadan önce kitabı göstermek için David’e götürdüm.

“Harika!” dedi David. “şiirlerinin birkaçını okuyabilirsin.”

“hayır, okuyamam.” David açıkça düşünmüyordu, düşünüyor muydu acaba?

“aaaaaa! Doğru. Hmmmmmmm, onu senin için ben okuyacağım.”

David’in okuyacak olması, güzel olmasına rağmen beni rahatsız etmişti. Beni arabayla eve bıraktığında, neden olduğunu biliyordum. Seyircilerin okuyamayacağımı düşünmelerinden korkuyordum. Aslında, okuyamamamın 20 civarında kişi üzerinde etki bırakacağından emindim. Bu hoş görülür bir şey değildi.

Bir “şair” olamazdım ancak, bir “avukattım.” Ve gelecek aydaki şiir gecesinde ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyordum.

Sonraki ay, David açılış okuması için hemen ismimi yazdırmıştı. Braille yazıyı okumak için düz bir yer olduğundan emin olarak sonunda bir basamak yukarıya çıkıp iki şiir okumuştum. Bir tanesi epilepsi hastası bir arkadaşımla ilgili engellilik şiiriydi ve diğerini hatırlamıyorum. Sanırım, önceden yayınlanmış bir şeydi bu yüzden onu başkasının sevdiğinden emin olabiliyordum. Ölmedim. Kimse bir şey fırlatmadı. Herkes beni tebrik etti ve kızarak bunu benden sık sık okumamı istediler ve ben de bunu ara sıra yaptım, beş dakikalık sınırlı bu zaman için onlara müteşekkir oldum.

Sonra, 1993 bir ilkbahar pazarı Radyo Okuma Servisinde bir program sırasında, Godfrey’s’te okuduğum şiiri o günkü şekliyle okumamı isteyen bir telefon aldım. Bu şiirimin yarım saat okunması demekti. Şu andan itibaren, tekleme olasılığımın olduğunu ve nasıl “evet” demem gerektiğini anlamıştım. Bu yüzden evet dedim ama şiiri bir yıldır okumadığımı söyledim onlara. Bir yılda, beni ya da bir şeyleri içine çeken dünyayı nasıl dışarı çıkaracağımı düşünecektim.

Eylülden itibaren, okuma planı yapmaya başladım. İlk önce, şiirimi bir çalışma birimi olarak inceledim. Düşündüğümden daha fazlası oldu.

Bunu bir şiir sınıfına götürdüm. Arkadaşlardan eleştiri yapmalarını istedim. Uğur getirsin diye kenarlarına dantel geçirilmiş cilt içinde bir şiir defteri tasarlayıp düzenledim.

David kasımdaki olası okumanın baskının düzeltilmiş halini kontrol etti ve “kitap yap sana. Editörlüğünü yaparım. Sana yardım edebilirim.” Dedi.

Bir kitap yapabileceğimi sanmıyordum. Şubattan itibaren, okuma sırası yaptım ve nisan için çalışmaya başladım. Bir daha, bir daha.

Sayfalardaki son satırları ve sayfa dönüşlerinde duraklamamak için, sonraki sayfalardaki ilk satırları ezberle. Burada dilime dolanma veya orada yanlış telafuz yapma. Ses tıpkı NLS anlatıcılar gibiydi. Neden benden okumamı istediler?

Tabiî ki, okuma yaptım. David’in yarım saatlik şiiri 23 dakikada bitirdiğimi söylemesine rağmen, insanlar gergin görünmediğimi söylüyorlardı. Tamamen kötü bir okuma yaptığımı, belki de hep öyle yapacağımı bilmemin ve “gerçekten bir şair olabileceğimi düşünüyor olmanın.” Dışında çok fazla bir şey hatırlamıyorum. Tüm bunlardan sonra, bana 50 dolar ödediler. Güneşin Doğuşunu Duymak adlı kitabım 1995’te ilk kez dereceye girdi. Kitabın içeriğinde şiirlerimi görmek çok hoşuma gitti. Görme engelli arkadaşlarım ve diğer görme engelli okuyucular onu satın aldılar. Bu Braille düzenlemesi bana güven verdi ve 1996’da yazılı versiyonunun çıkarılması konusunda beni cesaretlendirdi.

Bundan sonra, küçük kitabımı satmak için mümkün olduğunca çok sayıda seyircinin önünde okumam gerekiyordu.

Godfrey’s’ten bu yana, diğer şiir ve düzyazı okumalarım için para kazanıyorum. 2001’de, yerel NPR radyo istasyonum için metinler yazıp okumam istendi. Okuma parçaları çıkarmayı denedim ancak, radyo istasyon görevlisi çok güzel bir sesim olduğunu ve yazılarımı benim okumam gerektiğini söyledi. Beni tavsiye eden kişi okumamı gördüğünü belirterek bunu yapabileceğim konusunda ona garanti vermişti.

Radyo için kayıt yapmak Godfrey’s kadar korkutucuydu. Yazılarımın çoğu günlük olaylarla ilgili olmasına rağmen, yaklaşık dört tanesinden biri görme engelli bir birey olarak hayatım hakkındaydı. Bu yüzden yazıyor, uyguluyor ve yine avukatlık yapıyordum.

Yazılarım sonraki iki yılın derslerinde okutulduktan sonra, ürün sermayesi artık sona ermişti. Ancak, insanlar sesimi duydu. Bir arkadaşım, “arabayı bir kenarda durdurup dinlemem gerekiyor” dedi ve sanırım “onu tanıyorum.” Postacım “onun sen olduğundan emindim. Orada kaç tane görme engelli Nancy Scott olabilir?” dedi.

Geçmiş yıla ait imzalarımın çoğu yalnızca sesten ibarettir. Ed Potter’a telefon defterini yazıp okuyorum ve sesli olarak çıkan Reel dergisine kişisel denemeler gönderiyorum. Şu an itibariyle, 441 mesleki yazımın 91’i performansımın parçası oldu. Bu istatistik beni bile şaşırtıyor.

Sesimi, mikrofonlar karşısında bir şeyler okumayı hala sevmiyorum. Okuma öncesinde hala gergin oluyor ve alıştırma yapmayı seviyorum. Kimliğimin ve mesleğimin öne çıkmasıyla daha çok şanslı olacağımdan eminim, bunların çoğunun umulmadık bir anda olacağını biliyorum ve bir godfrey’s gecesinde onların çoğu kesinlikle benim olacak.

 NANCY SCOTT (A.B.D.)