O Görüyordu, Ya Biz..? - Aliye (VARÜNLÜ) DENİZ

Suya sabuna dokunmadan yazı yazmak mümkün tabi ki. O zaman kimse sana kızmaz, kimse seni eleştirmez, keyfin yerinde yaşar gidersin. İlerde “Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?” diye sorduklarında da iyi bilinirsiniz. Ancak gün o gün değil. Sapla saman, at iziyle it izi o kadar birbirine karışmış ki susup beklemek, ortalığı cehenneme çeviren konularda naçizane birkaç söz etmemek sanırım kendime de ülkeme de haksızlık olacak. Kaynayan kazanın altına –yemeğin yanacağını bile bile” odun atmak bize yakışmaz. Biz ateşin harını almak zorundayız.

Bütün dünyayla birlikte ülkemde de bir nefret söylemi yerleşti insanların diline. Asacaksın, keseceksin, yakacaksın, yıkacaksın…. Peki sonra? Yakıp yıktığın, asıp kestiğin topraklarda nasıl huzur bulacaksın, Cenneti Cehenneme çevirmek için yaptıklarını çocuklarına, torunlarına nasıl anlatacaksın? Herkesin birbirini eleştirdiği,kötülediği bir dünyada gelecek kuşaklar hangi duygularla büyüyecek?

Sen şusun, ben buyum söylemleri bizi her geçen gün birbirimizden uzaklaştırıyor, birbirimizin yüzüne bakamaz hale getiriyor. Sen ben kavgasını bırakıp “Biz” olmayı beceremezsek bu cennet vatanı cehenneme çevireceğiz ve o cehennemde hep birlikte yanacağız. Bizler aynı gemide yolculuk yapan insanlarız. Bu geminin batmasından kim, hangi mantıkla medet umabilir? Bu toprak herkese yetecek kadar büyük ve bereketli, bu bayrak herkesin göğsünü kabartacak kadar şereflidir.

Ne zaman bazı değerleri unutmaya başlasak Aşık Veysel gelir aklıma. Usta, görmediği düşünülen gözleriyle şu anda iki gözü de gören insanların göremediği her şeyi görmüş, bizlere de anlatmıştır. Şu anda komşularımızı yakıp kavuran milliyet ve mezhep çatışmalarını bakın nasıl değerlendirmiş. Bu ateşin bizim ülkemize de sıçramasını bekleyenler okusunlar, üzerinde düşünsünler isterim.

Beni hor görme gardaşım
Sen altınsın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım

Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım

Bizler yüzlerce yıldır kardeşçe yaşamış insanlarız. Aynı fıkralara beraber gülmüş, aynı ağıtlara beraber ağlamışız. Aynı türküleri söylemiş, aynı oyunları oynamışız. Her dönemde bizi çeşitli nedenlerle bölmeye çalışanlar olmuştur, olacaktır. Bunların oyununu bozmak yine bizlere, hiçbir menfaat beklemeden vatanını sevenlere düşecektir. Herkes başkalarının fikrine, inancına saygı duymak zorundadır. Kargadan başka kuş tanımayanlar bilmelidir ki bu ülkede bülbüller, kanaryalar, serçeler, şahinler, doğanlar, martılar da var. Gülden karanfilden başka çiçek tanımayanlar bilmelidir ki bu ülkede papatyalar, laleler, sümbüller, menekşeler var. En önemlisi eşsiz güzellikleriyle kır çiçekleri var. Onları yok saymak, görmezden gelmek kimin haddine? Aşık Veysel bu konuyu da görmüş.

Kürt’ü Türk’ü ne Çerkez’i
Hep Adem’in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi

Kuran’a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası

Bizler çocuklarımızın, Cahit Sıtkı’nın dediği gibi göğün mavi, dalın yeşil, tarlanın sarı olduğu memleketimizde başlarında dert, gönüllerinde hasret olmadan yaşamasını istiyoruz. Bizler çocuklarımızın Nazım Hikmet’in dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşamasını istiyoruz. Bizler çocuklarımızın Mehmet Akif’in dediği gibi şehit oğlu olduklarını unutmadan vatanını, bayrağını koruyarak yaşamasını istiyoruz. Bizler çocuklarımızın Mustafa Kemal’in “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır” sözünü unutmadan bu ülkeyi en çağdaş ülke haline getirerek yaşamasını istiyoruz. Bu yersiz çekişmelerden kimseye hayır gelmez. Bunu anlamak için Aşık Veysel’e kulak vermek yeterli.

Bu nasıl kavgalar çirkin dövüşler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Yolumuza engel olur bu işler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Hedef alıp dövüştüğün kardeşin
Seni yaralıyor attığın taşın
Topluma zararlı yersiz savaşın
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız

Onun söylediklerinden sonra başka söze gerek var mı? O söyledikleriyle iki gözünün de gördüğünü ispatlıyor. Ya biz?

Aliye (VARÜNLÜ) DENİZ